Karbon Fiyatlandırma Araçları - SG Sera Gazı ve İklim Yönetim Danışmanlığı

Karbon Fiyatlandırma Araçları

Karbon Vergisi

Karbon vergisi sera gazı emisyonlarını fiyatlandırmak için geliştirilmiş bir makroekonomik politika aracıdır. Karbon vergisi uygulamasında, hükümet doğrudan her bir ton sera gazı salımı için ödenmesi gereken fiyat miktarını belirlemektedir. Karbon vergisi bu özelliğiyle operasyonel ve tasarımsal unsuru ile bir diğer karbon fiyatlandırma aracı olan emisyon ticaretinden ayrılmaktadır.

Türkiye’de Sera Gazı Emisyon Ticareti Sistemi Kurulmasına Yönelik Yol Haritası Raporu’nda da tartışıldığı üzere, söz konusu makroekonomik azaltım aracının tasarımı altında yatan temel mantık, komuta ve kontrol eksenli bir ekonomi teorisine dayanmaktadır. Bu teori vergiden daha düşük bir azaltım maliyetine sahip tüm tedbirlerin alınacağını söyler. Böylece kirletici kuruluşların, belirlenecek marjinal bir karbon fiyatı ile karbon emisyonuna sebep olan faaliyetlerden caydırılmaları amaçlanmaktadır.

Karbon vergisi hedef kitlesinde bulunan kuruluşlar vergi yükümlülük seviyelerini düşürmek için bazı seçeneklere sahiptir. Bu seçenekler karbon denkleştirme sertifikalarının alımı, düşük karbonlu teknolojilerinin finansmanlarına yapılacak yardımlar ve ormansızlaştırmadan kaynaklı emisyonların azaltımına yönelik faaliyetler olarak sıralanabilir.

Emisyon Ticareti Sistemi

Emisyon ticareti, Ortak Uygulama (Joint Implementation) ve Temiz Kalkınma Mekanizması (Clean Development Mechanism- CDM) ile Kyoto Protokolü kapsamında geliştirilmiş makroekonomik emisyon azaltım seçeneklerinden biridir. Kyoto Protokolü’nün 2020 yılında sona erecek olması itibari ile bu mekanizmalara tabi olan ülkelerin önemli bir çoğunluğu kendi emisyon ticareti sistemlerini kurmuşlardır.

Emisyon Ticareti Sistemi (ETS); bazı pratiklerde Emisyon Üst Sınırı ve Ticareti Programı olarak da yer alan, sera gazı emisyonu tahsisatlarının ticaretinin yapıldığı bir piyasanın kurulmasına ve bu tahsisatları kapsayacak bir emisyon üst sınırı kurulmasına dayalı bir karbon fiyatlandırma aracıdır. Belirlenen bu emisyon üst sınırının, ilgili ETS’nin sera gazı azaltım hedefleri uyarınca, her uyum periyodunda daha aşağı seviyelere çekilmesi ile bir sera gazı emisyonu azaltımı yapılması öngörülür. Tahsisat, ETS kapsamında düzenlemeye tabi tutulan kuruluşlara verilen/ satılan her bir ton CO2 eşd sera gazı salım hakkı anlamına gelmektedir.

ETS hedef kitlesini oluşturan kuruluşlar, toplam sera gazı emisyonuna denk düşecek şekilde emisyon tahsisatlarını belgelemek zorundadır. Bu tahsisatlar hedef kitlede bulunan kuruluşlara, ilgili ETS’nin tasarımına bağlı olarak, ücretsiz veya bir ihale dahilinde dağıtılırlar. Emisyon üst sınırı ise tahsisatlar için bir kıtlık yaratmak ve bir karbon fiyatı teşviki oluşturmak için tasarlanır.

Karbon Vergisi & ETS

Karbon vergisinin özellikle emisyon ticareti ile karşılaştırıldığında, bazı avantajlarının ve dezavantajlarının olduğunu söylemek mümkündür. Bu avantajlardan en belirgini, karbon vergisinin bir fiyat kesinliği sağlamasıdır. Çünkü bu karbon fiyatlandırma aracında, fiyata doğrudan etki edebilen neredeyse sadece bir yürütücü güç bulunmaktadır. Böylece birim karbon fiyatının arzu edilen rekabetçi seviyelere yükseltilmesi veya olası bir ekonomik bunalım halinde daha maliyet etkin seviyelere çekilmesi görece daha kolaydır. Diğer yandan beraberinde getirdiği en karakteristik dezavantaj ise çevresel sonuçlar için garanti sağlamamasıdır. Çünkü karbon vergisinde, emisyon ticareti sisteminin aksine, bir emisyon üst sınırı belirlenmez. Yani, belirli bir zaman aralığı için net bir emisyon azaltım miktarı planlanmaz.

Gönüllü Karbon Piyasası

Karbon Denkleştirme Piyasası olarak da bilinen Gönüllü Karbon Piyasası, Kyoto Protokolü uyarınca geliştirilen Temiz Kalkınma Mekanizması, Emisyon Ticareti ve Ortak Uygulama (Joint Implementation) mekanizmalarını kapsayan zorunlu karbon piyasalarına ek olarak tasarlanmış bir karbon fiyatlandırma pratiğidir. Bu karbon fiyatlandırma pratiğinde, sera gazı emisyonu azaltımına yönelik katılım gönüllülük esasına dayanmaktadır ve potansiyel katılımcıları iş dünyası bileşenlerinden, devlet kurumlarından, sivil toplumdan ve hatta bireylerden oluşmaktadır.

Zorunlu karbon piyasaları ile karşılaştırıldığında, gönüllü karbon piyasaları çok küçük bir emisyon ticareti piyasasıdır. Bu da gönüllü karbon piyasasında kullanılan emisyon azaltım sertifikalarına olan talebin daha düşük olması ve bu sertifikaların çok daha düşük fiyattan satılması anlamına gelmektedir. Gönüllü karbon piyasalarında emisyon azaltım sertifikaları proje bazında oluşturulmaktadır. “Ekosistem Piyasası tarafından yayınlanmış Gönüllü Karbon Piyasası Analizleri: 2018 Yılına Genel Bakış ve İlk Çeyrek Eğilimleri” raporundaki verilere göre, sertifikalandırmanın yapıldığı projelerin yer aldığı kategoriler şöyle sıralanmaktadır:

  • Tarım
  • Kimyasal proses/endüstriyel üretim
  • Enerji verimliliği/yakıt değişimi
  • Ormancılık ve arazi kullanımı
  • Ev cihazları
  • Yenilenebilir enerji
  • Ulaşım
  • Atık bertarafı

Yukarıdaki listelenmiş kategorilerde farklı sera gazı türleri (CO2, CH4, N20 gibi) azaltımı yapan projeler, Temiz Kalkınma Mekanizması Metodolojisi uyarınca belirli aşamalardan (kaydolma, listelenme, doğrulama, 3.taraf doğrulaması/bağımsız doğrulama gibi) geçtikten sonra, azaltım yaptıkları her bir ton emisyon CO2 eşd için bir emisyon azaltım sertifikası alırlar. Bu sertifikalar literatüre Onaylanmış Emisyon Azaltım Birimi (VER) olarak geçmişlerdir. Karbon denkleştirme birimleri olarak da bilinen bu sertifikaların temsil ettiği sera gazı emisyonu azaltımı tanımı, eşdeğer kapasitede sera gazı emisyonu yapılan bir faaliyet referans alarak yapılmaktadır.

CORSIA

Uluslararası Havacılığa Yönelik Karbon Denkleştirme ve Azaltma Şeması (CORSIA), uluslararası havacılık faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik olarak Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından geliştirilmiş bir piyasa temelli karbon fiyatlandırma aracıdır.

Yenilenebilir Enerji Sertifikası Ticareti

İngilizce literatürde Renewable Energy Certificate (REC) olarak yer alan Yenilenebilir Enerji Sertifikaları, elektrik üreticilerinin ürettikleri elektriğin veya elektrik kullanıcılarının kullandıkları elektriğin kaynağının, yenilenebilir enerji olduğunu tebliğ etmeleri için oluşturulan kredilerdir. Yani, kuruluşlar ya da bireyler ürettikleri ya da tükettikleri her 1 Megawatt saat yenilenebilir elektriği, edinecekleri 1 adet REC ile kanıtlayabilirler. Sera gazı salımına sebep olan faaliyetlerde bulunan kuruluşlar, satın alacakları REC’ler ile operasyonlarında kullandıkları elektriğin yenilenebilir yollarla üretildiğini gösterebilmektedirler. REC’lerin kullanım hakkı sadece bir kuruluşa (kullanıcı veya üretici olarak) ait olup, ticareti bir defaya mahsus olarak yapılmaktadır. Bir REC, elektrik üreticisi bir taraftan, elektrik kullanıcısı tarafa satıldığında ticari ömrü dolmuş olur.

Yenilenebilir Enerji Sertifikası Ticareti tipik bir karbon fiyatlandırma uygulaması değildir. Bu sistemde, her ne kadar doğrudan karbon içeriği ya da karbon salımı fiyatlandırılmıyor olsa da yenilenebilir enerji kullanımını teşvik etmesi itibariyle sera gazı emisyonu azaltımına doğrudan katkıda bulunmaktadır. Bu özelliği ile karbon fiyatlandırması kapsamında değerlendirilebilmektedir.

Türkiye’de Karbon Fiyatlandırmasının Güncel Durumu 

Emisyon Ticareti Sistemi 

Küresel iklim krizi sorunun çözülmesi için ETS ve karbon vergisi gibi piyasa temelli makroekonomik araçların kullanılması fikri literatürde uzun bir süredir yer almaktadır. Türkiye’de de bu araçların kullanımına ve yürürlüğe konmasına yönelik yasal ve kurumsal düzeydeki çalışmalar son beş yılda yükselişe geçmiştir.

Türkiye’de halihazırda yaklaşık beş yıldır işleyen bir sera gazı izleme, raporlama ve denetleme sisteminin olması, Türkiye’yi ETS’yi uygulayabilme noktasında yeterli bir kurumsal kapasiteye sahip bir devlet konumuna getirmektedir. Diğer yandan Türkiye piyasasının, uygulanacak bir Emisyon Ticareti Sistemi’ne hazır olup olmadığı ise tartışma konusudur. Türkiye’de bu konuyla ilgili birtakım çalışmalar yapılmıştır. Dünya Bankası tarafından hayata geçirilen Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı (Partnership for Market Readiness/PMR) etkinlikleri kapsamında yayınlanan Türkiye’de Sera Gazı Emisyon Ticaret Sistemi Kurulmasına Yönelik Yol Haritası Raporu, Türkiye’de olası bir ETS uygulamasının etkilerini ve dinamiklerini araştıran geniş kapsamlı ilk çalışma olmuştur.

Türkiye’nin kendi emisyon ticareti sistemini kurması, Paris Anlaşması’nda belirtilen bilim temelli hedeflere ulaşmak için Türkiye’nin atacağı en kritik adımlardan biri olarak görülmektedir.

Gönüllü Karbon Piyasası

Türkiye 2005 yılından bu yana yürüttüğü sera gazı azaltımı projeleri ile gönüllü karbon piyasalarının en aktif yürütücü güçlerinden biri haline gelmiştir. Türkiye dünyada en fazla gönüllü karbon projesi yürüten beş ülkeden biridir. Bu ülkeler ve yürütmüş oldukları gönüllü karbon projesi sayıları Hindistan (442), Çin (426), ABD (351), Türkiye (124) ve Brezilya (97) olarak sıralanmaktadır.

Türkiye, gönüllü karbon piyasası standartları arasında Gold Standard ve Verified Carbon Standard (VCS) isimli standartlarına tabidir. 2017 yılında yayınlanan Türkiye’de Gönüllü Karbon Piyasaları başlıklı rapordaki verilere göre, Türkiye’de yürütülmekte olan gönüllü karbon proje sayısının %75’ini Gold Standard projeleri, %25’ini ise VCS projeleri oluşturmaktadır. Yine aynı rapor, Türkiye’de yürütülen gönüllü karbon projeleri emisyon azaltımına göre kıyaslandığında; emisyon azaltımlarının %72’si Gold Standard projeleri, %28’i ise VCS projeleri tarafından yapıldığı belirtilmiştir.

Türkiye’de yürütülen gönüllü karbon projelerinin çoğu yenilenebilir enerji projelerinden oluşmaktadır. Rüzgâr Enerjisi Santrali projeleri, Güneş Enerjisi Santrali projeleri ve Hidroelektrik Santrali Projelerinin domine ettiği gönüllü karbon piyasasında oluşturulan karbon kredilerinin alıcıları ise genellikle Türkiye dışından Google, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), gibi uluslararası kuruluşlar olabildiği gibi, Türkiye içinden de Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Garanti Bankası ve TAV Havalimanları gibi kuruluşlar olabilmektedir.