Türkiye İklim Değişikliği Eylem Planı ve Ulusal Bildirimleri
Türkiye İklim Değişikliği Eylem Planı ve Ulusal Bildirimleri’ne Uluslararası afet politikalarının odak noktasını oluşturan iklim değişikliğine yönelik olarak imzalanan BMİDÇS’ye Türkiye 2004 yılında taraf olmuştur. Bu çerçevede yükümlülükleri kapsamında İklim Değişikliği Birinci Ulusal Bildirimi’ni 2007 yılında, İkinci – Üçüncü – Dördüncü – Beşinci Bildirimleri’nin beraber sunulduğu İklim Değişikliği Beşinci Bildirimi’ni 2013 yılında, İklim Değişikliği Altıncı Bildirimi’ni ise 2016 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekretaryası’na sunmuştur (T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2016).
Aynı zamanda Türkiye’nin taahhütlerini yerine getirebilmek amacıyla T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2011-2013 Türkiye İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı hazırlanarak yürürlüğe girmiştir. Plan’da Türkiye’de iklim değişikliğinin, özellikle su kaynaklarının azalması, taşkınların artması, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme ve bunlara bağlı ekolojik bozulmalar gibi olumsuz etkilere neden olacağına vurgu yapılmıştır.
Türkiye için öngörülen sıcaklıklarda belirgin artışlar ile sektörlerin, yerleşim alanlarının ve iklime bağlı doğal afetleri tetikleyecek yağış düzeninin değişeceği belirtilmiştir. Plan’da yer alan iklim değişikliği politikaları; su kaynakları yönetimi, tarım ve gıda güvencesi, ekosistem hizmetleri, biyolojik çeşitlilik ve ormancılık, doğal afet risk yönetimi ve insan sağlığı olmak üzere beş önemli alana odaklanmıştır.
Türkiye’nin İklim Değişikliği Yedinci Bildirimi, Altıncı Bildirim’de öngörülen çalışmaların değerlendirilmesi ve iklim değişikliği ile ilgili haberleşme, kurumsal, yasal ve politika gibi konuları içeren çok geniş bir perspektifte 2018 yılında sunulmuştur. Bildirim’de Türkiye’nin iklim değişikliğine cevap verme konusundaki ulusal düzeydeki çabalarının hızlanması amacıyla alınan önlemler, sektörel iklim değişikliğine yönelik önlemler ve sera gazı emisyonu azaltımını teşvik etmek ve iklime karşı dayanıklılığı arttırmak için geliştirilen politikalar yer almaktadır.
Ülkemizin iklim değişikliği alanındaki durumunu gösteren çok kapsamlı bir rapor olan Bildirim’de iklim değişikliğinin sonucu olarak karşımıza çıkan meteorolojik afetlere yönelik değerlendirmeler de bulunmaktadır. Ülkemizde iklim değişikliğine yönelik bu süreçte yapılanların yanı sıra gelecekte atılması gereken adımların sahip olduğumuz genç nüfus sayesinde, kamu kurum ve kuruluşları ve mevcut özel sektörün dinamizmi ile gerçekleştirileceğine vurgu yapılmıştır.
İklim değişikliğine bağlı olarak özellikle taşkın ve kuraklık gibi su döngüsünün değişmesine duyarlı doğa kaynaklı afetlerin sıklığı, şiddeti ve ülke çapındaki mekânsal dağılımlarında artış öngörülmektedir. Örneğin kış aylarında yüzeysel akışa geçen su miktarının artması, taşkınlar konusunda ilave önlemlerin alınması ve mevcut altyapının geliştirilmesini gerekli kılacaktır.
Benzer şekilde yağışların şiddetini arttıracağı öngörülen bölgeler vardır. Dolayısıyla bu tür bölgelerde hem kırsal hem de şehir kapsamlı alanlarda taşkın riski ortaya çıkacak veya mevcut taşkın riski artacaktır. IPCC’ye göre, iklim değişikliğinin Türkiye’ye etkileri; sıcak ve kurak devrenin uzunluğundaki ve şiddetindeki artışa bağlı olarak, orman yangınlarının sıklığını, etki alanını ve süresini arttırabilmesiyle ilişkilidir. Akdeniz Havzası’nda özellikle güney bölgelerde yıl boyunca tehlike olarak görülmekte ve orman yangınlarındaki bu artışın, istilacı türlerin yayılmasına, dolayısıyla orman yangınlarının daha geniş alanlara sıçramasına neden olacağı öngörülmektedir.
2019 yılı içerisinde T.C. Çevre ve Şehircik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini yürütmekte olan İklim Değişikliği Uyum Dairesi Başkanlığınca, iklim değişikliği ulusal ve yerel uyum politikaları ve sektörel etki ve kırılganlık analizleri çalışmaları bölgesel ve şehir bazlı olarak yürütülmektedir.
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 22 Ocak 2019 tarihinde yayınlanan tüm valiliklere ve belediyelere gönderilen “İklim Değişikliği ve Afet Önlemleri” başlıklı Genelge iklim değişikliğine ilişkin politikaların uygulanması ve ilgili mevzuatın güçlendirilmesi noktasında önem taşımaktadır. Düzenlenen bu Genelge ile özellikle son yıllarda küresel iklim değişikliğine bağlı yaşanan sel ve taşkınlar başta olmak üzere doğal afetlerin sayısı ve şiddetinde artışlar yaşandığı belirtilerek bu sorunun çözümünde yerinde ve öncelikle, müdahale etme kabiliyetine ve sorumluluğuna sahip yerel yönetimlerden, ivedi olarak alınacak önlemlerin hayata geçirilmesi istenmiştir.
Yakın geçmişte de T.C. Başbakanlığı tarafından taşkın ve sel olaylarını engellemek amacıyla 9 Eylül 2006 tarihinde Dere Yatakları ve Taşkınlar konulu Başbakanlık Genelgesi ve 20 Şubat 2010 tarihli Akarsu ve Dere Yataklarının Islahı konulu Başbakanlık Genelgesi çıkarılarak, ilgili kurumların bu alanda ıslah ve iyileştirme çalışmaları yapmaları yönünde yasal düzenlemeler yapılmıştır.
Türkiye’nin hızlı bir şekilde iklim değişikliğine adaptasyonunu sağlamak için, bu bağlamda alınması gereken önlemler ve yapılması gereken ıslah ve iyileştirme çalışmalarının görev-yetki ve sorumluluğa sahip kurum ve kuruluşlar tarafından ivedilikle hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.